7 Ocak 2017 Cumartesi

İNS DEĞİŞMEZ AN DEĞİŞİR

Yargılamaya bayılıyoruz. Hele de hüküm vermeye... Peşin hükümlerden bahsetmiyorum bile. O işte elimize su dökemezler. Acaba kaç kez düşündük ya da kaç kez sorduk kendimize? Her şey gördüğümüzden ya da gördüklerimizin biz de oluşturduğu düşüncelerden ibaret midir? Görünen ardında görünenden daha basit ya da çok karmaşık başka anlamlar olabilir mi? Madalyonlar hep iki yüzlüdür. Tek yüzünü gören gözler sadece gördüklerine inanırlar.

Yargıç değilim yargılamam, Avukat değilim savunmam, Savcı değilim suçlamam, Herkes ve her şey duysun. Kendime şahidim, zamana şahidim, sonsuzluğa şahidim. Kandan ve candanım tüm insanlar gibi. Duygularım, düşüncelerim, hayallerim, kendime göre dertlerim var. Kim demiş benim de dört dörtlük olduğumu? Hatalarım var elbet, hem de yerine ve zamanına göre büyük hatalarım. Bunların bilincinde ve farkındayım. Fakat hiçbiri beni ben olmaktan alıkoyamaz. Ben buyum işte... Beni henüz tanımadınız. Bildiğiniz ben, benim sadece izin verdiğim bendir. Çok azınız biliyor içimdeki dehlizleri, zindanları, duvarları, bahçeleri. Çok azınız bilebiliyor içimde gördüğünüzden öte bir şeyler ve bir yerler olduğunu. Bunu bilmeyenler, görmeyenler ve göremeyenler ise hemen hükmü veriyor. Canları sağ olsun. Kimseye kırgın da değilim kızgın da. Sadece düşünceliyim. O kadar da olsun değil mi?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder